Sangong Hukuk Bürosu sermaye şirketlerinden sıklıkla Avrupa Birliği dışındaki bir ülkede yaşayan ve orada kalmak isteyen bir genel müdür istihdam edip edemeyeceklerine yönelik sorular almaktadır.
Geçmişte sürekli olarak sorulan soru, oturum izni olmayan birinin Almanya'da veya Avrupa Birliği'nde şirket müdürünün görevlerini bilinçli bir şekilde yerine getirip getiremeyeceği veya bunun atama veya tescil için bir engel oluşturup oluşturmayacağıydı.
Bir yandan genel müdürün her an Almanya'ya seyahat edebilme imkânına sahip olması talep edilirken; diğer yandan modern iletişim araçlarının genel müdüre yurtdışından iş yapma ve yasal yükümlülükleri yerine getirme imkânı tanıdığı ileri sürülmekteydi.
Bu esnada, eyalet yüksek mahkemesi tarafından, genel müdür olarak tescilin ikamet ihtimaline bağlanamayacağı açıklığa kavuşturulmuştur (Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi, 16 Nisan 2009 tarihli karar - Az. I-3 Wx 85/09; Zweibrücken Eyalet Yüksek Mahkemesi, 12 Kasım 2010 tarihli karar - Az. 20 W 370/10; Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi, 17 Aralık 2009 tarihli karar - Az. 31 Wx 142/09).
Bu karara gerekçe olarak, genel müdürün görevlerini yerine getirmek için çeşitli iletişim kanallarına sahip olması gösterilmiştir. Dahası, genel müdürün çalışanlarına veya harici danışmanlarına görevlerinden çoğunu devretmesi de mümkündür. Kişiye sıkı sıkıya bağlı görevler ise konsolosluk memurları veya yabancı noterler önünde yapılabilir. Mahkemeler sonuç olarak, ekonomik fırsatlardan tam olarak yararlanabilmek için kanun koyucunun yurtdışında ikamet eden bir yabancının şirkete genel müdür olarak atanması noktasında büyük bir ihtiyaç olduğunu varsaymak zorunda olduğuna karar vermiştir.
Sangong Hukuk Bürosu hem bu konuya hem de diğer ikamet alanlarıyla şirketler hukukuna ilişkin sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyacaktır.
Web sitemizde bu metnin Almanca, İngilizce ve Çince versiyonları da mevcuttur. Bunlara ilgili dildeki “Haberler” alanından ulaşabilirsiniz.
Geçmişte sürekli olarak sorulan soru, oturum izni olmayan birinin Almanya'da veya Avrupa Birliği'nde şirket müdürünün görevlerini bilinçli bir şekilde yerine getirip getiremeyeceği veya bunun atama veya tescil için bir engel oluşturup oluşturmayacağıydı.
Bir yandan genel müdürün her an Almanya'ya seyahat edebilme imkânına sahip olması talep edilirken; diğer yandan modern iletişim araçlarının genel müdüre yurtdışından iş yapma ve yasal yükümlülükleri yerine getirme imkânı tanıdığı ileri sürülmekteydi.
Bu esnada, eyalet yüksek mahkemesi tarafından, genel müdür olarak tescilin ikamet ihtimaline bağlanamayacağı açıklığa kavuşturulmuştur (Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi, 16 Nisan 2009 tarihli karar - Az. I-3 Wx 85/09; Zweibrücken Eyalet Yüksek Mahkemesi, 12 Kasım 2010 tarihli karar - Az. 20 W 370/10; Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi, 17 Aralık 2009 tarihli karar - Az. 31 Wx 142/09).
Bu karara gerekçe olarak, genel müdürün görevlerini yerine getirmek için çeşitli iletişim kanallarına sahip olması gösterilmiştir. Dahası, genel müdürün çalışanlarına veya harici danışmanlarına görevlerinden çoğunu devretmesi de mümkündür. Kişiye sıkı sıkıya bağlı görevler ise konsolosluk memurları veya yabancı noterler önünde yapılabilir. Mahkemeler sonuç olarak, ekonomik fırsatlardan tam olarak yararlanabilmek için kanun koyucunun yurtdışında ikamet eden bir yabancının şirkete genel müdür olarak atanması noktasında büyük bir ihtiyaç olduğunu varsaymak zorunda olduğuna karar vermiştir.
Sangong Hukuk Bürosu hem bu konuya hem de diğer ikamet alanlarıyla şirketler hukukuna ilişkin sorularınızı yanıtlamaktan mutluluk duyacaktır.
Web sitemizde bu metnin Almanca, İngilizce ve Çince versiyonları da mevcuttur. Bunlara ilgili dildeki “Haberler” alanından ulaşabilirsiniz.